Lal Olan YüreğimGel seninle Yar´e gidelim.Gel benliğimizden vazgeçip Aşk ile Sûkut-a erelim...Ne gelirse Hak 'dan deyip Razı gelelim...Gel gönül biz kendimizden Vazgeçelim...

Ey Gönül Ses Etme ..!

Üstelik Kötülük İyilikten Her Zaman Daha Dürüsttür. Kötülüğün Doğasıdır Dürüstlük. Kimse Mahsusçuktan Kötülük Yapmaz. İşte Bu Yüzden Bütün Günahlarımız Masumdur. Sevaplarınız İse, Şeytanın Fısıldadıkları...

yüreğim..

Küçükken babamın sigara içişine özendiğim gibi özendim,
Yeşilçam filmlerindeki aşk sahnelerine.
Büyüdükçe, ne kadar zararlı olduğunun farkına vardım;
Sigaranın ve Aşk''ın.
''Biri ciğerlerimi parçaladı, diğeri yüreğimi.''

Geceden sonra doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere çeviren bir gözyaşı bu. Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sadrınızı! Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor.. Tebrizli şems

Söyle! Vakit geçmeden, unutmadan beni, benim her şeyimi... Kendini değil, seni... Yerimde olsan, benim kadar, benim gibi: Sever miydin sen, seni?

Her yiğidin harcı değildir aşık olmak.. Gün gelecek boyun bükeceksin gün gelecek sebepsizce güleceksin.. Sevdiğin zaman adam gibi seveceksin… Beceremiyorsan eğer çekip gideceksin… Kana bulansa da gözlerin, bin parçaya bölünse de yüreğin ya AŞKın hakkını vereceksin ya da kendi karanlığında yokolup biteceksin…

Ey benim yetim gönlüm; Bırak gamlı düşünmeyi... Sus ve sabret..! Gözyaşının hesabını Rabbim sorsun; Sen hakkını helal et... - Şems-i Tebrizi

Aşk dedi ki; Geçmiş olsun ey insanoğlu ! Mabuduna bir kulunu daha kattın ya, Ne diyelim ki ; Aşk'ın canı sağolsun..

Ellerin benim olduğunda , Cennetin kapıları benim olur.Aldığım nefes kalbinde yer bulabilirmi ? Aşkından mahvolmuş hayatım, hiç senden ayrılabilir mi ?

‘‘Her gördüğümü sana benzetiyorum!’’ derken, Özlediğimi değil de herkesleştiğini hissediyorum artık. Emre GÖKCE

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Ayrıyız..

Biz, yabancıyken sevdik birbirimizi.
Can olmuşken, ayrıyız...

Emre GÖKCE

-A gönlüme hükmeden!..Bunca yıl geçti,yolunu gözledim.Ne bir haber,ne bir mektup?..Meğer ne kadar vefasızmışsın?.. Hakiki âşık başını yere eğdi,gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi: -Ey sevgili!Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken,o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?..

Bir yarım aklın kuyusunda ,öbür yarım aŞk ın kuytusunda. .

Bir ürkek hâldeyim, ne sedâm duyulur, ne az olur sesim..
Araftayım, susuz; ne serabım serab, ne ab-ı içtiğim.. 
Bir bilinmez hâldeyim; ne bildiğim yalan, ne gerçek bildiğim.
Bir yarım aklın kuyusunda ,öbür yarım aŞk ın kuytusunda. 
Cennet ve Cehennem arasında ucu sırattan geçen bir uçurum kenarında Ârâfta.! Ârâfnda arasında "ar" ve "af" yarasında...

Ey gönül !

Ey gönül ! Ne tuhaf değil mi ? ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi aramakla geçiyor.

Hz. Mevlânâ